Günümüzde, teknolojinin hızla gelişmesine paralel olarak hukuki sorunlar da hızla artmaktadır. Akabinde yeni delillerin, yeni kanunların hatta yenilenen Anayasaların ortaya çıkması kaçınılmaz olmuştur. Burada ele alacağımız husus ise delillerdir. Hakim taraflarca sunulan delilleri takdir eder ancak her delilin mahkemede kullanılması, kullanılsa dahi hakimin dikkate alması mümkün değildir. Dikkate alınan kıstas, hukuka uygun olup olmadığıdır. Hukuka aykırı olarak elde edilmiş ise hakim tarafından hükme esas alınması mümkün değildir.
Yargılama sırasında kaçak olan şüpheli ve/veya sanık hakkında, yargılamaya gelmesini sağlamak amacı ile ortaya çıkması hâlinde tutuklanmayacağı yönünde güvence belgesi verilebilir. Güvence belgesinin iki türü vardır. Bunlardan ilki sanığa verilen güvence belgesi ve ikincisi ise suça verilen güvence belgesidir. Sanığa verilen güvence belgesi, sanığın yargılandığı bütün suçlardan tutuklanmasını önlerken; suça verilen güvence belgesi ise, sanığa, yalnızca verildiği suçtan tutuklanmayacağı yönünde güvence vermektedir.
Öncelikle ceza hukuku bağlamımda çocuk kavramının ne anlama geldiğine bakmak gerekiyor. Bu husus TCK m.6/1-b ve Çocukları Koruma Kanunu m.3/1-a’da düzenlenmiştir. İlgili kanun hükümlerine göre ne suretle ergin olduğunun önemi olmaksızın 18 yaşını doldurmamış kişiler çocuk olarak kabul edilirler. Yaş unsuru kusur yeteneğini ve azaltan veya ortadan kaldıran bir unsurdur ve bu nedenle çocuğa verilecek cezanın sınırını belirleyen bir husustur.
Yağma suçu kişilerin malvarlığına yönelmiş olduğundan Türk Ceza Kanunu sistematiğinde “Malvarlığına Karşı Suçlar” arasında yer verilmiştir.