YABANCI ÜLKELERDE VERİLEN BOŞANMA KARARLARININ TANINMASI
Tanıma, yabancı mahkeme kararlarının kesin hüküm vasfının Türkiye’de kabul edilmesidir. Türk hukukuna göre kesinleşmiş ve uyuşmazlığı nihai olarak çözen mahkeme kararları kesin hüküm ve icra kabiliyetini birlikte taşırlar.
Hukuk sistemimizde tespit kararlarının ve yenilik doğurucu kararların nitelikleri gereği icra kabiliyeti yoktur. Bu tür kararlar yalnızca kesin hüküm kuvveti gereği sonuç doğururlar. Yabancı mahkeme kararlarının tenfizinde olduğu gibi tanınmasında da kararın gerekli şartları taşıdığının bir mahkeme kararına bağlanması gerekmektedir. MÖHUK m.54/a bendindeki karşılıklılık şartı hariç olmak üzere tenfiz şartlarını sağlayan yabancı mahkeme kararları tanınarak kesin hüküm ve kesin delil olarak kabul edilir.
Yabancı mahkemelerce verilmiş ve tanımaya konu ilamların kesin hüküm veya kesin delil etkisinin, Türkiye’de görülmekte olan bir davada yargılama sırasında tanınmasının talep edilebilmesi MÖHUK m.58 ile açıkça hükme bağlanmıştır. Ancak bu açık hükme rağmen bu tanıma talepleri hakkında ilgili tarafın müstakil bir tanıma davası açması ve görülmekte olan davada tanıma davasının bekletici mesele yapılması gerektiği yönünde Yargıtay kararları mevcuttur. Örneğin Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/4847 E. 2013/8387 no’lu kararına konu olan mal rejiminin tasfiyesi davasında yerel mahkemece her ne kadar davanın açıldığı tarihte tarafların yabancı mahkeme kararıyla boşandıkları ve bu kararın kesinleştiği açık ise de eldeki dava tarihinde henüz açılmış bir tenfiz davası bulunmadığından, mal rejiminin tasfiyesi davası bakımından ön şartın gerçekleşmemesi gerekçesi ile verilen red kararı onanmış ve yerel mahkemenin boşanma kararının tanınma-tenfizi için açılan davanın sonucunun beklenmesi gerektiğine karar verilmiştir.
Bir başka ihtilaflı konu ise boşanmadan sonra açılacak maddi manevi tazminat davaları ile ilgilidir. Boşanma kararına istianeden açılacak maddi ve manevi tazminat davaları TMK m.178’e göre boşanma kararı verildikten sonra 1 yıl içerisinde açılmalıdır. Ancak taraflar yabancı mahkeme kararı ile boşanmışlarsa, Türk mahkemeleri önünde ileri sürecekleri boşanmaya dayalı maddi ve manevi tazminat talepleri için 1 yıllık zamanaşımı süresi ne zaman başlayacağı tartışmalı bir konudur. MÖHUK m. 59’a dayanılırsakyabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren 1 yıl içerisinde olması gerekir ancak bu durum hak kayıplarına neden olmakla birlikte tanıma-tenfiz mantığıyla da bağdaşmaz. Dolayısıyla doktrinde bu davalara ilişkin zamanaşımı sürelerinin yabancı mahkeme kararının Türk mahkemeleri önünde tanındıktan veya tenfiz edildikten sonra başlayacağı kabul edilmektedir. Yargıtay’ın da uygulaması bu yöndedir.
Yabancı mahkemeden elde edilmiş karara dayanarak Türkiye’de bir hukuki işlemin yapılması örneğin boşanma kararının veya babalık kararının nüfus kütüğüne işlenmesi gerekebilir. Nüfus Hizmetleri Kanunu’na göre kütükte yapılacak her türlü değişiklik ancak mahkeme kararı ile mümkündür. Dolayısıyla yabancı mahkeme kararlarının kütüğe işlenmesi için bu yabancı mahkeme kararları hakkında tanıma kararı verilmesi gerekmektedir. Mahkemeler MÖHUK m.58/1 ve m.55 gereğince muhakeme yaparak tanıma talebinin kabul veya reddine karar vermektedirler. Tanıma kabul edildiği takdirde Türk mahkemesinin verdiği karar kütüğe tescil edilir.
26.04.2017 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 690 sayılı KHK ile Yabancı ülke adlî veya idarî makamlarınca verilen boşanma kararlarının nüfus kütüğüne tescili usulünde birtakım değişiklikler yapılmıştır.