AYIPLI MAL VE SEÇİMLİK HAKLAR

Ayıplı mal kavramı, TKHK’da düzenlenmiştir. Buna göre ‘Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.’

Ayıplı hizmet ise TKHK m. 13’de belirtilmiştir. Buna göre ‘Ayıplı hizmet, sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmettir.’

Tüketicinin satın aldığı maldaki ayıp belli şekillerde ortaya çıkabilir.

  • Satıcı tarafından bildirilen ya da gözlemlendiğinde tespit edilen özelliğe aykırı olan mallar
  • Muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan mallar
  • Tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi- hukuki- ekonomik eksiklik içeren mallar

Buna göre maddi, hukuki, ekonomik eksiklik nedir?

Maddi Ayıp: Satılanın yırtık, bozuk, lekeli vb. olması hallerinde söz konusudur.
Ekonomik Ayıp: Satılan malın değerini ekonomik olarak azaltan eksikliklerdir. Örneğin, az miktarda elektrik tükettiğini belirtilen aracın çok elektrik tüketmesi gibi.
Hukuki Ayıp: Objektif hukukun koyduğu sınırlamalardan doğan eksikliklerdir. Örneğin, hakkında inşaat yasağı veya yıkım kararı olan bir yerin satılması gibi.

AYIPLI MALDAN SORUMLULUK

Satıcı, malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmekle yükümlüdür. Satıcı, malın ayıplı olmasından dolayı sorumludur. Satıcı, kendisinden kaynaklanmayan reklam yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini veya yapılan açıklamanın içeriğinin satış sözleşmesinin akdi anında düzeltilmiş olduğunu veya satış sözleşmesi kurulma kararının bu açıklama ile nedensellik bağı içinde olmadığını ispatladığı takdirde açıklamanın içeriği ile bağlı olmaz (TKHK m.9).

MAL AYIPLI OLDUĞUNDA TÜKETİCİNİN SEÇİMLİK HAKLARI

Eğer mal, satıcının sorumluluğunu gerektirecek biçimde ayıplıysa, TBK tüketiciye bazı seçimlik haklar tanımıştır. Dört yoldan herhangi birini seçme hakkıma sahiptir. Buna göre;

  • Malı geri vermeye hazır olduğunda bildirerek sözleşmeden döner
  • Malı alıkoyarak maldaki ayıp oranında satış parasından uygun bir miktarın indirilmesini talep edebilir.
  • Bu yollara başvurmadan, mal eğer misli eşya ise ayıpsız çeşidiyle değiştirilmesini isteyebilir
  • Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteyebilir.

Tüketici, bu dört yoldan istediğini seçme özgürlüğüne sahiptir. Satıcı da aynı şekilde alıcının seçtiği bu yolu yerine getirmekle yükümlüdür.
Sözleşmeden dönme hakkının mutlaka dava yoluyla ileri sürülmesine gerek yoktur.

Bu haklara ek olarak, ayıplı mal yüzünden zarara uğrayan alıcı, uğradığı zararın tazminini de talep edebilir. Ancak belirtmek gerekir ki TBK m. 227/3 hükmü ile satıcıya, alıcının seçimlik haklarını kullanmasını engelleyici bir imkan tanınmıştır. Satıcı, aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve zararın tamamını gidererek alıcının diğer seçimlik haklarını kullanmasını engelleyebilir.

Ayıplı malın internet üzerinden satın alınması durumunda hiçbir gerekçe gösterilmeden malın iadesi sağlanabilir. Bu durumda cayma hakkı kullanılmış olacak ve bu hakkın 14 gün içerisinde kullanılması gerekecektir. Söz konusu 14 günlük süre malın tesliminden itibaren başlar.
Seçimlik haklardan biri kullanılmasına rağmen eğer satıcı gerekeni yerine getirmezse bu durumda hukuki süreç başlayacaktır. Burada satın alınan ürünün ücreti önem taşımaktadır. Ürün bedeline göre tüketici hakem heyetine veya tüketici mahkemesine başvuru mümkün olacaktır.

AYIPLI MALDA İSPAT YÜKÜ

Malın veya hizmetin ayıpsız olduğunu ispat yükü kural olarak satıcı veya hizmet sağlayıcısına aittir. Teslim tarihinden itibaren 6 ay içinde ortaya çıkan ayıpların, malın teslim tarihinde de olduğu kabul edilir ve bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hallerde sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz. Bunlar dışındaki ayıplara karşı tüketicinin seçimlik hakları saklıdır.

AYIPLI MAL DURUMUNDA ZAMANAŞIMI

Borçlar kanununa göre, ayıp dolayısıyla satıcıyı sorumlu tutmak üzere açılacak davaların, satılanın devrinden itibaren iki yıl içinde açılması gerekir. Bu süre içinde dava açılmamışsa istem zamanaşımına uğrar. Bu süre konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda taşınmazın teslim tarihinden itibaren beş yıldır. İkinci el satışlarda satıcının ayıplı maldan sorumluluğu bir yıldan, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda ise üç yıldan az olamaz. 6502 sayılı Kanun’un 10. maddesinin 3. fıkrası saklıdır. Satıcı, ayıpla ilgili olarak alıcıyı kandırmışsa ya da ağır kusuru varsa, bu süre içinde dava açılmadığını ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz. Eğer ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz.

AYIPLI HİZMET DURUMUNDA SORUMLULUK

Satıcı, hizmeti sözleşmeye uygun olarak ifa etmekle yükümlüdür. Hizmet sağlayıcısı, hizmeti sözleşmeye uygun olarak ifa etmekle yükümlüdür. Ayıplı hizmetten dolayı sorumluluk sağlayıcıya aittir. Sağlayıcı, kendisinden kaynaklanmayan reklam yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini veya yapılan açıklamanın içeriğinin hizmet sözleşmesinin kurulduğu tarihte düzeltilmiş olduğunu veya hizmet sözleşmesinin kurulması kararının bu açıklama ile nedensellik bağı içermediğini ispatladığı takdirde açıklamanın içeriği ile bağlı olmaz (TKHK m.14)

AYIPLI HİZMET DURUMUNDA TÜKETİCİNİN SEÇİMLİK HAKLARI
Hizmetin ayıplı ifa edildiği durumlarda tüketici hizmet sağlayıcısına karşı şu haklardan birini kullanmakta serbesttir ve satıcı tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Bu nedenle ortaya çıkabilecek masraflar da satıcı tarafından karşılanır. Ayrıca yine tüketici, bu seçimlik haklarla birlikte TBK uyarınca tazminat talebinde de bulunabilir. Buna göre tüketicinin seçimlik hakları şunlardır;

  • Hizmetin yeniden görülmesini isteyebilir,
  • Hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımını talep edebilir,
  • Hizmetteki ayıp oranında bedelden indirimini talep edebilir,
  • Hizmet için ödediği bedelin iadesini de içeren sözleşmeden dönme,
    Gibi haklardan birini kullanmakta serbesttir.

Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden indirim yapılan tutar derhâl tüketiciye iade edilir.

AYIPLI HİZMET DURUMUNDA ZAMANAŞIMI

Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı hizmetten sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, hizmetin ifası tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz.

AYIPLI MAL VE HİZMETTEN KAYNAKLANAN DAVALARDA GÖRE VE YETK

Ayıplı mal veya hizmetten kaynaklanan davalarda görevli mahkeme Tüketici Mahkemeleridir. Bununla birlikte, tüketici davalarını, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesinde açabilir.

Ayıplı Malın İadesi Hakkında Yargıtay Kararları

T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2012/6567 K. 2012/10979 T. 19.4.2012

KARAR : Davacı, davalı iş yerinden 1.3.2010 tarihinde 200 TL karşılığı eski bulaşık makinesini vererek 2000 TL değerinde yeni Bosch marka bir bulaşık makinesi aldığını, makineyi kullanmaya başladıktan sonra yeterince temizleyemediği için yetkili servise 30.03.2010 tarihinde başvurup ayıp ihbarında bulunduğunu yetkili servis elemanlarının makinedeki kusuru kabul etmemeleri üzerine Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurup makinenin ayıplı olduğu ve ödediği bedelin kendisine geri ödenmesi gerektiği yönünde karar aldığını buna rağmen davalı idarenin bedeli ödemeyerek kendisini mağdur ettiğini belirterek davalının satmış olduğu ayıplı bulaşık makinesinin geri alınarak satış bedeli olan 1800 TL’nin yasal faiziyle birlikte ve kendisinin verdiği 200 TL değerindeki eski bulaşık makinesinin aynen iadesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davaya konu malın ayıplı olmadığını, davacının kullanım hatasından dolayı sorun yaşadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu makinenin ayıplı olduğu tespit edilmiş olsa da tüketicinin onarım hakkını kullandıktan sonra bedel iadesini isteyebilmesi için, garanti süresi içerisinde sık sık arızalanması, maldan yararlanamamanın süreklilik arz etmesi yada tamirinin mümkün olmaması gerektiği, tüketicinin ürünü teslim aldıktan sonra bir ay içerisinde ayıbı bildirerek, bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme hakkını kullanmadığını, bu durumda bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi sorunun yetkili servis elemanlarınca ücretsiz olarak giderilebilecek aşamada olduğu, davacının öncelikle satıcıya başvurup sorunun giderilmesini istemesi gerektiği ve bedel iadesi koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Tüketicinin satın almış olduğu üründeki ayıbı 1 ay içerisinde ihbar edip ayıbın giderilmesini istemesi ve satıcı tarafından ayıbın giderilememesi durumunda tüketicinin malın ayıpsız misliyle değiştirilmesini veya bedel iadesini istemesi yasal hakkıdır.

4077 Sayılı Kanunun 4. maddesini tüketicinin bedel iadesini isteyebilmesi için garanti süresi içerisinde sık sık arızalanması maldan yararlanamamanın süreklilik arz etmesi veya tamirinin mümkün olmaması gerektiği şeklinde yorumlamak yasayı tüketici aleyhine yanlış yorumlamak olur ve tüketicinin mağduriyetine yol açar. Bilirkişi raporlarına ürünün ayıplı olduğunun tespit edilmesi ve tüketicinin 1 ay içerisinde ayıp ihbarında bulunması göz ardı edilerek davacının davasının kabul edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 21,15 TL. temyiz harcının istenmesi halinde iadesine, 19.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2011/3897  K. 2011/11562 T. 12.7.2011

KARAR : Davacı, davalıdan satın aldığı bilgisayarın garanti süresi içinde üç kez ekran açılmama arızası verdiğini, yetkili servise götürmesine rağmen arızanın giderilmediğini, TSHH’ne başvurduğunu ve bedel iadesine karar verildiğini ancak davalının satış bedelini ödemediğini ileri sürerek, 1.578,86-TL’nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, bilgisayarda üretimden kaynaklı bir ayıp bulunmadığını, Yönetmelikteki şartların gerçekleşmediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davaya konu bilgisayardaki arızanın 30 işgünü içinde onarım yapılarak giderildiği, arızanın ikiden fazla tekrarlanmadığı, üründen yararlanamamanın süreklilik arzetmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, 8.12.2007 tarihinde davalıdan satın aldığı bilgisayarın ayıplı olduğunu ileri sürerek, ödenen bedelin iadesini istemiş, davalı ise bilgisayarda ayıp olmadığını savunmuştur. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 Sayılı yasa ile değişik 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. maddesi hükmü gereğince; tüketici, satın aldığı malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde satıcıdan, verdiği bedelin iadesini, ayıp nispetinde bedelin tenzilini, ayıbın giderilmesi için gerekli onarımın yapılmasını, son olarak da malın yenisi ile değiştirilmesini isteyebilir. Tüketici, bu dört talep hakkından herhangi birisini tercihte serbesttir.

Talep haklarından birini tercih edip kullanan tüketici, dönüp bir başka tercih hakkının kullanamaz. Aynı Kanunun 13. maddesinin 3. fıkrasında da “Tüketici onarım hakkını kullanmışsa, garanti süresi içerisinde sık arızalanması sebebiyle maldan yaralanmasının süreklilik arz etmesi veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirin mümkün bulunmadığının anlaşılması halinde, 4. maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir” hükmü bulunmaktadır. Öte yandan 14.6.2003 gün ve 25138 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 14. maddesinde de “Tüketicinin onarım hakkını kullanmasına rağmen, malın tüketiciye teslim edildiği tarihten itibaren, belirlenen garanti süresi içerisinde kalmak kaydıyla bir yıl içerisinde; aynı arızanın ikiden fazla tekrarlanması veya farklı arızaların dörtten fazla meydana gelmesi veya belirlenen garanti süresi içerisinde farklı arızaların toplamının 6’dan fazla olması unsurlarının yanı sıra bu arızaların maldan yararlanamamayı sürekli kılması durumunda tüketicinin malın ücretsiz değiştirilmesini, bedel iadesini veya ayıp oranında bedel indirimini talep edebileceği” hükmü mevcuttur.

Açıklanan bu Kanun ve Yönetmelik hükümleri ışığında davaya konu olaya bakılacak olursa; davacı tarafından 8.12.2007 tarihinde satın alınan bilgisayarın garanti süresi içinde 3 kez ekranının açılmaması arızası sebebiyle yetkili servise götürüldüğü, garanti süresi içerisinde sık arızalanması sebebiyle bu arızaların maldan yararlanamamayı sürekli kıldığı, bilgisayarın halen serviste olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece az yukarda açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri gereğince bedel iadesi şartlarının oluştuğu dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 12.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2006/6251 K. 2006/11865 T. 18.9.2006

KARAR : Davacı, davalıdan satın aldığı araçta gizli ayıp bulunduğunu öne sürerek, aracın yenisiyle değiştirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, aracın davalıya iadesi şartıyla 36.000 YTL’nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, her iki tarafça temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacı, davalıdan satın aldığı aracın ayıplı olduğunu belirterek, aracın ayıpsız olan misliyle değiştirilmesi için işbu davayı açmıştır. Bilirkişi raporunda, aracın ayıplı olduğu belirtilmiştir. Mahkemece araç için ödenen bedelden, yararlanma bedeli mahsup edilerek, 36.000 YTL’nin tahsiline, aracın davalıya iadesine karar verilmiştir. Gerek 4077 sayılı Kanunun ilk şeklinde, gerek 4822 sayılı Kanunla değiştirilmiş halinde, kullanım bedelinin düşülmesine yönelik bir hükme yer verilmemiştir. Yargıtay HGK’nın 2005/4-309, 2005/391 karar sayılı kararında da, bu husus açıkça belirtilmiştir. Bu durumda, mahkemece fatura bedeli olan 42.123.592.000.- liranın tahsiline karar verilmesi gerekirken, davacının araçtan yararlanma bedelinin mahsup edilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

SONUÇ : Birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına ( BOZULMASINA ), 1.456,00 YTL kalan harcın davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, 18.09.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Related Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

BİZİ ARAYIN