SES KAYITLARININ DELİL OLMA NİTELİĞİ

30 Ocak 2023 karal_karal 0 Comments

SES KAYITLARININ DELİL OLMA NİTELİĞİ


Günümüzde, teknolojinin hızla gelişmesine paralel olarak hukuki sorunlar da hızla artmaktadır. Akabinde yeni delillerin, yeni kanunların hatta yenilenen Anayasaların ortaya çıkması kaçınılmaz olmuştur. Burada ele alacağımız husus ise delillerdir. Hakim taraflarca sunulan delilleri takdir eder ancak her delilin mahkemede kullanılması, kullanılsa dahi hakimin dikkate alması mümkün değildir. Dikkate alınan kıstas, hukuka uygun olup olmadığıdır. Hukuka aykırı olarak elde edilmiş ise hakim tarafından hükme esas alınması mümkün değildir.


Bu hususa ilişkin kanun maddeleri şu şekildedir;

HMK 189/2
(2) Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.

CMK 217/2
(2) Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.

ANAYASA 38/6
Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.


Ceza davalarında ses kaydının hükme esas alınabilmesi birkaç şarta bağlanmıştır. Kişinin kendisine veya yakınına karşı bir suç işlenmesi halinde, başka hiçbir kanıta ulaşılması mümkün olmayıp, aniden gelişen olaylarda ses kaydı yapılabilir. Fakat bu durumda da o an başvurulabilecek yetkili bir makam olmamalıdır. Bu şartlarla elde edilmiş ses kaydı hukuka uygun kabul edilir. Burada göz önüne alınan kriter ise o delile bir daha ulaşma şansının olmamasıdır.


YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ 2019/7362 E. 2021/29568 K.
Mahkemece, katılan tarafından ibraz edilen ses kaydı, yasak delil olduğu gerekçesiyle, kabul edilmemiş ise de, kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulünün zorunlu olduğu ve somut olayda, sanığın katılana karşı telefonda şantaj niteliğinde sözler söylediği sırada bu eyleme yönelik başkaca kanıt elde etmesine imkan bulunmaması nedeniyle konuşmayı cep telefonuna kaydeden katılanın eyleminin ve oluşan ses kaydının hukuka aykırılık oluşturmadığı, bu itibarla kaydın kanıt olarak kullanılabileceği ve suça konu sözlerin de katılanın şeref ve saygınlığına zarar verecek hususları açıklayacağı tehdidini barındırdığı anlaşıldığından sanığın mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi,


Kanuna aykırı ve katılan … vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 20/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Kişi öncesinde planlamış, konuyu özellikle açmış, karşısındakini bu konuşmaya bilhassa sevk etmiş ise elde edilen ses ve görüntü hukuka aykırıdır. Burada önemli olan husus olayın aniden gelişmesi, öncesinde tasarlanmamış olmasıdır. Planlı şekilde ses kaydına alındığı duruma ilişkin Yargıtay kararı;


YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ 2018/3963 E. 2018/9858


… sanık …’in, komşuları olan katılan … ve tanık Hatice ile yüz yüze yaptıkları aleni olmayan söyleşiyi, katılan … tarafından kendisine karşı işlenmekte olan ve ani gelişen bir suç bulunmadığı halde, önceden hazırlıklı ve planlı şekilde, diğer iki konuşanın bilgisi ve rızası dışında kaydetmesi ve katılanın kocasını aldattığına dair açıklamalarını da içeren bu ses kaydını katılanla aralarında husumet bulunduğu dönemde katılanın kocasına vererek ifşa etmesi biçiminde sübut bulan eylemlerinden dolayı sanık hakkında TCK’nın 133/2 ve TCK’nın 133/3. madde ve fıkraları gereğince ayrı ayrı mahkumiyet hükümleri kurulması gerektiği…

Ses ve görüntü kaydı değiştirilmiş, eklenmiş, çıkarılmış, tehditle ve şantajla elde edilmiş ise burada hukuka aykırı olarak yaratma söz konusudur. Hükme esas alınması mümkün olmamakla birlikte bu durumda ispatlanması gereken bir durum dahi söz konusu olmayabilir.


YARGITAY HUKUK GENEL KURULU 2011/2-703 E. 2012/70 K


Mahkemece, hükme esas alınan CD, davalı kadının rızası dışında kaydedildiği gibi sırf boşanma davasında delil olarak kullanılmak amacıyla bir kurgu sonucu oluşturulmuştur. O halde bu şekilde oluşturulmakla usulsüz olarak yaratılmış bu delilin hükme esas alınması mümkün değildir.


Ses ve görüntü kaydının aslı, gizli olmamasıdır. Karşı tarafın bilgisi dahilinde elde edilmiş olmalıdır fakat Yargıtay’ın bu konuda görüş birliği yoktur. Dolayısıyla doktrinde de bir kısım gizli yapılmış ses ve görüntü kaydının hükme esas alınmayacağını savunurken bir kısım boşanma ve ceza davalarının istisna olduğunu savunmaktadır.


Boşanma davalarının istisna olduğunu savunanlar ise eşlerden birinin özel hayatının diğer eşin de ilgi alanına girdiğini kabul etmektedirler. Dolayısıyla eşlerin aile hayatlarını etkileyen konularda özel yaşamın gizliliğinden söz edilemez. Yargıtay’ın bu konuda ses kaydını hükme esas aldığı kararlar olmakla birlikte hukuka aykırı kabul edip, suç unsurlarının gerçekleştiğine
dair kararları da bulunmaktadır.


Bu konuya dair Yargıtay kararları;


YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ 2019/3848 E. 2020/156 K.


Şöyle ki; davacı kocanın davalı eşini, söz konusu konuşmayı yapmaya zorlaması, ona yönelik bir plan kurması ve-veya kayda ilişkin bir düzenek kurması söz konusu olmayıp; davalı-karşı davacı kadın eşin “güven sarsıcı” davranışına ilişkin konuşmalarına tesadüfen tanık olan ve bu durumun tespitine ilişkin başkaca bir imkanı mevcut bulunmayan davacının bu konuşmayı delil olarak kullanmak amacıyla kayda alması hayatın olağan akışına uygundur. Hayatın olağan akışına ve hakkaniyet ilkesine uygun olan bu durumun hukuka aykırılığından söz edilemez. Bu itibarla söz konusu ses kaydının delil olarak kabulü ile davacı-karşı davalı erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi ve hükmün bu sebeple bozulması gerekir. Bozma sebebine göre de yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen karşı davacı kadının davasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmelidir.


YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ 2014/7511 E. 2014/24194 K.


Dosya içeriği, sanık savunması ve Kadıköy 3. Aile Mahkemesinin 2010/329 esas sayılı dosyası kapsamına göre, sanığın, damadı olan katılanın da katıldığı aleni olmayan söyleşideki konuşmaları diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alarak bilahare eşi …’a karşı açtığı boşanma davasına delil olarak sunduğu olayda, ses kayıtlarını başkalarına verdiği veya yaydığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, boşanma davasındaki iddiasını ispatlama amacı taşıyan eyleminde hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği, atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından; beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.


YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ 2020/3944 E. 2020/6744 K.


davalı-davacı erkeğin birlik görevini ihmal ettiği, evlilik birliği içerisinde kadının ve ortak çocuğun konuşmalarını ses kaydına almak suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, davacı-davalı kadının ise eşine fiziksel şiddet uyguladığı, gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gözetilmeden davalı-davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.


YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ 2018/8075 E. 2019/1860 K.


sanığın, baldızı olan katılan ile yapmış olduğu yüz yüze konuşmayı kaydedip, eşine karşı açmış olduğu boşanma davasına delil olarak sunması eyleminde, boşanma davasındaki iddialarını ispatlama amacı taşıyan eyleminde hukuka aykırı olarak hareket etme bilinciyle davranmadığı anlaşılmıştır ancak sanığın, içeriğinde eşi ile olan aile yaşantısına ait sıkıntıların ve eşinin …. adlı bir kişiyle olan yakınlığına dair anlatımlara yer verilen ve içeriği itibariyle özel olan konuşma kayıtlarını konuşma ve aile bireyleri ile ilgisi olmayan üçüncü kişi konumunda bulunan tanıklar …. ve …. adlı kişilere dinletmesi şeklindeki eylemi nedeniyle ek savunma hakkı hatırlatılarak TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasında tanımı yapılan özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanık hakkında mahkumiyete karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,

Kanuna aykırı olup, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Hukuka uygunluk şartlarını taşımamakla birlikte gizlice ses kaydının alınması, delil olarak kullanılamayacağı gibi TCK’da suç olarak düzenlenmiştir. Kişiler arasındaki konuşmanın gizliliğinin, ses ve görüntü kaydıyla ihlal edilmesi, cezayı ağırlaştırmaktadır.


Özel Hayatın Gizliliğini İhlal


Madde 134– (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır. (2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.


Kişiler arasındaki konuşmanın gizliliği telefon görüşmeleri, sesli ve görüntülü görüşmeler, video konferanslarla ihlal edilmiş ise bu durumda gidilmesi gereken madde TCK 132’dir.


Haberleşmenin Gizliliğini İhlal


Madde 132- (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, verilecek ceza bir kat artırılır. (2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle: 2/7/2012-6352/79 md.) İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın
yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.


Kişilerin, diğer insanlardan gizledikleri konuşmaları(aleni olmayan) taraflardan gizli kayıt altına alan kimse TCK 133 kapsamında yargılanır.


Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması


Madde 133- (1) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.(2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. (3) (Değişik: 2/7/2012-6352/80 md.) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve dörtbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.


Stj. Av. Betül KUTLUCA


KAYNAKÇA
www.lexpera.com.tr