YARGILAMANIN YENİLENMESİ

26 Kasım 2021 karal_karal 0 Comments

YARGILAMANIN YENİLENMESİ

Yargılamanın Yenilenmesi Nedir?

Bu yazımızda olağanüstü kanun yollarından biri olan yargılamanın yenilenmesi yolundan ve özellikle hükümlü lehine yeniden yargılamadan bahsedeceğiz. Yargılamanın yenilenmesi ceza hukuku alanında uygulanan ve hukuka aykırı şekilde kesinleşmiş olan hatalı kararların düzeltilmesi yoludur. Ancak yargılamanın yenilenmesi, uygun şartlar oluştuğunda infaz sona ermiş hatta ve hatta hükümlü ölmüş olsa dahi uygulanabilir.

Yargılamanın Yenilenmesine Hangi Koşullarda Başvurulabilir?

Yargılamanın yenilenmesine başvurabilmek için gerekli koşullar Ceza Muhakemesi Kanunu madde 311’de belirtilmiştir. Bu koşullar kısaca;

a) Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılırsa.

b) Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılırsa.

c) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise.

d) Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış ise.

e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatını veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa.

f) Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya ceza hükmü aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi. (Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir.)

Yukarıda sayılan yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden en çok çelişkiye düşüren ve açıklama ihtiyacı duyulan kısım e bendidir. Bu bentte ‘’yeni olay veya yeni delil’’ kavramı neyi ifade etmektedir?

Yargılama sürecinde, bu kavramın ne ifade ettiğinin net bir şekilde anlaşılabilmesi için Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 11.03.2014 tarihli, 2012/3-909 E. ve 2014/121 K. sayılı kararı incelenmelidir. Yargıtay bu kararında, kavramı şu şekilde açıklamaktadır; “Delil ve olayların, yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilebilmesi için ‘yeni’ olması gerekmektedir. Hükmü veren mahkemeye bildirilmemesi sebebiyle, hükümde dikkate alınmamış olan her olay ve delil hükümlü tarafından bilinip bilinmemesi önemli olmaksızın ‘yeni’ olarak nitelendirilmektedir. Olay veya delilin yeniliği, olayın kesin hükümden sonra meydana gelmiş olmasıyla değil, kesinleşmiş olan hükmün verilmesi sırasında değerlendirilip değerlendirilmediği ile bağlantılıdır. Kesin hükümden önce meydana gelen ancak mahkemenin bilgisine sunulmayan veya mahkeme tarafından değerlendirilmeyen deliller ve olaylar da ‘yeni’ sayılmalıdır. Bu doğrultuda hükmü veren mahkemeye bildirilmediğinden yargılama yapılırken değerlendirilemeyen her türlü olgu ve delil de ‘yeni’ sayılmaktadır”.

Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere delilin yeni ulaşılması önem arz etmeyip asıl önemli olan bu delilin yargılama boyunca değerlendirilmemiş olmasıdır. Delil bu kritere uygun bir delil ise yargılamanın yenilenmesi kapsamında ‘’yeni delil’’ niteliği taşır. Mahkemenin bilgisine sunulduğu halde hiç dikkate alınmayan, ortaya koyulup tartışılmayan delil bakımından yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulabilir

Yine aynı Yargıtay kararında;

‘’…Daha önceden mahkemeye bildirilen ancak mahkeme tarafından değerlendirilerek inandırıcı bulunmadığı için dikkate alınmayan delil ve olgular ‘yeni’ değildir. Buradaki yenilikten anlaşılması gereken taraf bakımından değil, mahkeme bakımından olay ya da delilin yeni olmasıdır. Mahkemece bilinmeyen, incelenmeyen, yargılama konusu yapılmayan ve bu nedenle değerlendirilmeyen deliller ‘yeni delil veya olay’ kapsamındadır. Yenilik açısından önemli olan delil vasfına sahip olacak biçimde içerikteki yeniliktir. Bu nedenle hükümlünün bildiği veya bilmesi gereken bir olay veya delil, mahkemece bilinmiyorsa veya öğrenilmekle birlikte değerlendirilmemişse yargılamanın yenilenmesi nedeni olabilecektir.’’

Diyerek, sonradan ortaya çıkacak bu delilin yeni olmasının yanı sıra ‘’önemli’’ olması gerektiğine de değinilmiştir. Burada kastedilen delilin; beraat veyahut daha hafif bir ceza almasını sağlayacak ölçütte olmasıdır.

Hükümlü veya sanık lehine yargılamanın yenilenmesi hususuna değindikten sonra kısaca aleyhine yargılamanın yenilenmesinden de bahsetmekte fayda var. Aleyhe yargılamanın yenilenmesi madde 314’te düzenlenmiştir.

a) Duruşmada sanığın veya hükümlünün lehine ileri sürülen ve hükme etkili olan bir belgenin sahteliği anlaşılırsa.

b) Hükme katılmış olan hakimlerden biri, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkumiyetini gerektirecek nitelikte olarak görevlerini yapmada sanık veya hükümlü lehine kusur etmiş ise.

c) Sanık beraat ettikten sonra suçla ilgili olarak hâkim önünde güvenilebilir nitelikte ikrarda bulunmuşsa”.

Bu maddeyle düzenlenmek istenen ne kadar m.311 ile paralellik gösterse de sınırı daha dar olmakla beraber bu maddede temel ayrım kendini c bendinde göstermektedir. Ancak bu bendde farklı bir bakış açısından bakmak gerekirse beraat kararı alan bir kimsenin suçunu ikrar etmesi pek de olası değildir; burada kanun koyucunu asıl maksadının, suç üstlenme olaylarının önüne geçerek asıl faillerin ortaya çıkarılmasını sağlamak olduğu ileri sürülebilir.

Yargılamanın Yenilenmesine Kimler Başvurabilir?

Yargılamanın yenilenmesine kimlerin başvuracağı hususu kimin lehine başvurulacağı noktasında farklılıklar arz eder. CMK m.311’ de hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi düzenlenmiştir ve hükümlünün bu yönde talebi olabileceği gibi hükümlünün lehine olmak koşuluyla; eşi, kanuni temsilcisi ve açık arzusuna aykırı olmamak kaydıyla avukatı da bu kanun yoluna başvurabilecektir. Hükümlünün; ölmesi veya cezasının infaz edilmesi bu kanun yoluna başvurulmasına engel teşkil etmez. CMK m.314’te ise hükümlü aleyhine yargılanmanın yenilenmesi düzenlenmiştir. Cumhuriyet savcısı ise hem hükümlünün aleyhine hem de hükümlünün lehine yargılamanın yenilenmesini talep edebilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus; yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulurken, talebin yasal nedenleri ile istemin dayandırıldığı delillerin eklenmesi gerekir.(CMK m.317/2) Aksi taktirde yargılanmanın yenilenmesi talebi reddedilecektir.

Başvuru, hükümlü, Kanunda gösterilen yakınları, temsilcisi veya avukatı tarafından ilk kararı veren mahkemeye, yani ilk derece mahkemesine bir dilekçe ile yasal gerekçe ve bu gerekçeyi doğrulayacak deliller gösterilip açıklanmak suretiyle yapılır.

Yargılamanın yenilenmesi hangi sürelerde istenebilir?

Yargılamanın yenilenmesine ilişkin Ceza Muhakemesi Kanunu’nda herhangi bir düzenleme mevcut değildir. Zira başvuru süresinin gösterilmesi; yargılamanın yenilenmesi müessesinin amacına aykırı olurdu. Bu olağanüstü kanun yolunda kesinleşmiş hükümlerde bulunan işin esasına dair adli hataların düzeltilmesi öngörüldüğünden başvuruda zorunlu bir sürenin bulunmaması kanun yolu sistematiğine uygundur.

Süre sınırının istisnası CMK m.311/1-(f)’de öngörülmüştür. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi, İnsan Haklarına ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme’nin veya eki protokollerinin ihlali suretiyle bir mahkumiyet hükmü verildiğini, kesinleşmiş kararı ile tespit ettiğinde, yargılamanın yenilenmesi başvurusu hak düşürücü süreye tabi olacaktır. Bu bent doğrultusunda, İHAM kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulmalıdır. CMK m.311/2’de; (f) bendine giren hükümlerin, ancak 04.02.2003 tarihinden itibaren kesinleşmiş kararlar ve bu tarihten sonra yapılan başvurular için geçerli olacağı düzenlenmiştir.

Yargılamanın yenilenmesinde zamanaşımını iki kritere göre değerlendirmemiz gerekir; Ceza Muhakemesi Kanununda herhangi özel bir düzenleme yapılmadığı için Türk Ceza Kanunu’nun genel hükümler kısmında düzenlenen dava zamanaşımı uygulanacaktır. Bu süre ancak hükümlünün aleyhine yargılamanın yenilenmesinde söz konusudur, hükümlünün lehine yapılacak yargılamanın yenilenmesi başvurusu için geçerli değildir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu  11.03.2014 tarihli kararında ayrıca; sonradan ortaya çıkan bu olgunun yeni olmasının yanı sıra önemli olmasını da aramaktadır.

 Başvurunun İncelenmesi:

Yargılamanın yenilenmesi talebi hükmün infazını ertelemez ancak mahkeme infazın geri bırakılması veya infazının durdurulmasına karar verebilir. (CMK m.312) ancak mahkemenin bu kararının yargılamanın yenilenmesinin hangi aşamasında olacağı ilgili maddede belirtilmemiştir. Genel görüşe göre infazın geri bırakılması veya durdurulması her aşamada mümkün olmakla birlikte, kesinleşmiş bir hükmün infazının geri bırakılması veya durdurulması değerlendirileceğinden, en azından bunun işin esasına girildiği anda veya yeni hükmün kurulmasıyla mümkün olması gerekir.

Yargılamanın yenilenmesi konusunda değerlendirme yapacak mahkeme, hükmü veren hakim veya hakimlerin katılımı olmaksızın talebi değerlendirmelidir. CMK m.23/3’de; yargılamanın yenilenmesine karar verildiği takdirde, önceki yargılamada görev yapan hakim/hakimlerin aynı dosyada görev alamayacağı öngörülmüştür. Böylelikle objektif ve hakkaniyete uygun bir yargılamanın yapılması sağlanmıştır. Yargıtay emsal bir kararında;

T.C YARGITAY

19.Ceza Dairesi

Esas: 2020/ 2357

Karar: 2021 / 6116

Karar Tarihi: 02.06.2021

“Yüksek Yargıtay’ın ve Dairemizin pek çok emsal kararında da değinildiği üzere, daha önce mahkumiyetle sonuçlanmış ve kesinleşmiş bir karara karşı yapılan yargılamanın yenilenmesi istemlerinin önceden sanık hakkında yarılamayı yapan ve hüküm kuran hakim tarafından incelenmemesi gerektiğinin içtihat edildiği, merciince incelemeyi yapacak mahkemeye hükmü veren hakimden başka bir hakimin görevlendirilmesi yönünde bir karar verilmesi gerekirken, talebin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu anlaşılmakla,

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmekle, Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/12/2019 tarihli ve 2019/1773 değişik iş sayılı kararının, CMK’nin 309/4-a maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA, yargılamanın yenilenmesi incelemesini yapmak üzere başka bir hakim görevlendirilmesi yönünde müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, 02.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.”

Mahkeme, başvurunun şekil ve esas yönünden kabulüne kanaat getirirse, incelemesine devam ederek hükme konu sanık ve fiil hakkında yeniden kovuşturma yapılmasına karar verecektir. Buna karar verirken, yargılamanın yenilenmesi isteminde ileri sürülen iddiaların yeterli derecede doğrulanabildiğine veya hükmün sonucu bakımından önemli olup olmadığını değerlendirir. Mahkeme bu incelemesini dosya üzerinden, duruşma yapmaksızın sonuçlandıracaktır. Başvurunun kanunda belirlenen şekilde yapılmadığına veya yargılamanın yenilenmesini gerektirecek yasal nedenlerin veya bunu doğrulayacak delillerin eklenmemiş olduğuna karar verirse, istemi reddedecektir. Bu üç halden birisinde eksiklik olursa talep reddedilir bu redde karşı itiraz kanun yoluna başvurulabilir. Yargılamanın yenilenmesi talebi kabul gördükten sonra artık geriye dönük işlem yapılamaz.

Yargılamanın yenilenmesi usulü üç aşamadan oluşmaktadır: İlk aşamada; başvurunun kabule değer olup olmadığı kararlaştırılacak, ikinci aşamada; kanıtlar toplanıp değerlendirilecek, üçüncü aşamada ise; yargılama yenilenecektir.

Yargıtay’ın yargılamanın yenilenmesi sürecini anlatan bir kararıyla konuyu izah etmeye çalışacağız.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 18.07.2017 tarihli, 2017/867 E. ve 2017/4799 K. sayılı kararı; “…Yargılamanın yenilenmesi talebini alan mahkemenin takip edeceği usul ve vereceği kararlar, 5271 sayılı CMK’da şu şekilde gösterilmiştir:

– Yargılamanın yenilenmesi istemi hükmü veren mahkemeye sunulur, bu mahkeme duruşma açılmaksızın istemin kabule değer olup olmadığına karar verir (CMK m.318/1-3),

– Yargılamanın yenilenmesi istemi, kanunda belirlenen şekilde yapılmamış veya yargılamanın yenilenmesini gerektirecek yasal hiçbir neden gösterilmemiş veya bunu doğrulayacak deliller açıklanmamış ise, bu istem kabule değer görülmeyerek reddedilir (CMK m.319/1),

–  Aksi halde yargılamanın yenilenmesi istemi, bir diyeceği varsa yedi gün içinde bildirmek üzere cumhuriyet savcısı ve ilgili tarafa tebliğ olunur (CMK m.319/2),

– Mahkeme, yargılamanın yenilenmesi istemini yerinde bulursa delillerin toplanması için bir naip hâkimi veya istinabe olunan mahkemeyi görevlendirebileceği gibi; kendisi de bu hususları yerine getirebilir (CMK m.320/1),

– Delillerin toplanması bittikten sonra cumhuriyet savcısı ve hakkında hüküm kurulmuş olan kişiden yedi günlük süre içinde görüş ve düşüncelerini bildirmeleri istenir (CMK m.320/3),

– Yargılamanın yenilenmesi isteminde ileri sürülen iddialar, yeterli derecede doğrulanmaz veya 311. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri ile 314. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yazılı hallerde işin durumuna göre bunların önce verilmiş olan hükme hiçbir etkisi olmadığı anlaşılırsa, yargılamanın yenilenmesi istemi esassız olması nedeniyle duruşma yapılmaksızın reddedilir (CMK m.321/1),

– Aksi halde mahkeme, yargılamanın yenilenmesine ve duruşmanın açılmasına karar verir (CMK m.321/2),

– Yeniden yapılacak duruşma sonucunda mahkeme, önceki hükmü onaylar veya hükmün iptali ile dava hakkında yeniden hüküm verir (CMK m.323/1).

Bu yasal düzenlemelere göre; yargılamanın yenilenmesi talebini alan mahkemenin öncelikle kabule değer olup olmadığını duruşmasız olarak incelemesi, kabule değer bulmazsa reddetmesi (CMK m.319/1), kabule şayan bulursa dayanılan delilleri toplaması, tarafların görüşlerini de alarak ya yargılamanın yenilenmesi istemini esassız olması nedeniyle duruşma yapılmaksızın reddetme (CMK m.321/1), ya da yargılamanın yenilenmesine ve duruşmanın açılmasına karar vermesi (CMK m.321/2) gerekir. Yargılamanın yenilenmesine karar vermişse bu kez serbestlik kuralı gereğince yeni bir yargılama yapacak, toplanan delilleri mevcut delillerle birlikte tartışıp değerlendirerek maddi gerçeğe ulaşmaya çalışacak ve sonuçta, önceki hükmü onaylayacak veya hükmün iptali ile dava hakkında yeniden hüküm verecektir (CMK m.323/1)”.

Bu genel tespitler ışığında somut yargılamayı değerlendiren Yargıtay; “…sanık müdafilerinin yeniden yargılama talebini CMK m.311/1-e kapsamında kabule değer bulup, tarafların görüşünü alıp duruşma açarak yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak ileri sürülen delilleri toplayan mahkemenin, CMK m.311/1-e kapsamında değerlendirdiği delilin hükme esas alınıp alınmayacağını da belirledikten (CMK m.230/1-b) ve tüm delilleri serbestlik kuralı çerçevesinde tartışılmasından (CMK m.216 ve 217) sonra, önceki hükmün onaylanmasına karar vermesi veya hükmün iptali ile yeni bir hüküm kurması gerekirken, talebin kabule değer olmadığına dair oluşturulan yetersiz ve hukuki dayanaktan uzak gerekçe ile kısa karar arasında çelişkiye sebebiyet verilmesini” bozma sebebi saymıştır.